Halide Nusret Zorlutuna
Hasan ŞAHMARANOĞLU
“GİT BAHAR” şiiri Türk Edebiyatının ünlü kadın şairlerinden Halide Nusret Zorlutuna tarafından yazılmış, çok sevilmiş, çok tutulmuş bir şiirdir. 1919 yılında yazılmış, birinci cihan harbinin verdiği acılar, kan ve gözyaşları içinde, o yılın baharını safa geldin diye karşılamak acaba hangi şairin kârıdır. Ordularımız Galiçya da, Kafkasya’da, Irak’ta düşmanla çarpışmakta iken, Mustafa Kemal Paşa Mısır’da son seferini yapmakta, bu hanım şairimiz için için ağlamakta ve o bahar günlerini şöyle reddetmektedir.
Çekil bu gölgeli yolda gezinme
Bahar, bakışların yine pek sarhoş
Yanılıp gönlüme misafir inme,
Kapısı kilitli, mihrabı bomboş
Mabed’dir orası, meyhane değil.
Git Bahar, git bahar uzaklarda gül
Denize renginden bırak hediye
Ufuklarda gezin, semaya süzül.
Kalbime sokulma “Peymane” değil,
Gördüklerin kandil “Peymane” değil.
Ziyalar, kokular, sesler, çiçekler
Ömrünün her günü bir başka düğün
Bülbüller koynunda aşkı çiçekler.
Güller dökülür göğsüne bütün
Geçekten güzelsin, efsane değil.
Git Bahar şiirini yazan şairimiz, artık Gel Bahar diyecektir. Savaş bitmiş, Cumhuriyet kurulmuş, herkes huzur içinde, şairimiz evlenmiş kocası Subay, artık Gel Bahar diyecektir. Öğrencilerine “Yavrucağım” demekte, kocası ile Ağrı’da, Kars’ta, Van’da, Diyarbakır’da, Gaziantep’te, Urfa’da gezmekle, öğrencilerine yıldız yağdırmaktadır. Şimdi Gel Bahar’ı okuyalım.
Ben mi çıldırmışım, sen mi delirdin?
Yalvaran sesimden bu kaçış niye?
Git dediğim zaman koşar gelirdin
Gel şimdi inan ki bu efsaneye
Şimdi günler birer Peymane’dir gel
Yıllardır kaybettim o tatlı sesi
Bir türlü içimde ötmez bülbüller
Bir ömre bedeldi bir tek nağmesi
Hem ötmez, hem içten gitmez o bülbül
Kalbim sükûtuna kâşane oldu.
Hasret dedikleri zorlu ateştir:
Bekledim bağrımı dağladı gül gül
Artık gelse de bir, gelmese de bir
Dermanı, yanmada bulan bu gönül
Vahdet şarabına meyhane oldu.